Yazarlar / ANALİZ


EKONOMİDE SATRANÇ

 

Ekonomiyle ilgili olumsuz gelişmelerin son aylarda ivme kazanması, Türkiye’deki yaşam koşulları itibariyle ciddi sınıf farklılıklarına neden oldu.

%10 oranında çok zengin kesim, %20 oranında zengin kesimle işbirliği halindeki üsten bakan tabaka, %30 sömürülen KOBİ de denilen esnaf kesim ve %40 oranına sahip sürünen kesim.

Özetlersek %30’unun rahat bir yaşam sürdüğü, %70’inin ise sıkıntılarla, zorluklarla boğuştuğu bir ekonomik düzen.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın peş peşe yaptığı ekonomik programlar, süslü kelimelerle izah edilmesine rağmen, içerik ve uygulama pratiğinin ülkeye fayda getirmeyecek kadar yabancı olduğu sonuçlarından görülmektedir.

Üretime dönük olmayan atıl yatırımlara ısrarla devam edilmesi, üreten tesislerin özelleştirme yöntemiyle pasifleştirilmesi, ABD, AB ve çok uluslu şirketlerin faaliyetine yönelik bir adım olduğu da dikkat çekmektedir.

2002 yılından beri hızla süren kalkınma ve gelişmişlik hamlelerinin 2018 itibariyle durma noktasına gelmesi, ekonomik alım gücünün döviz ve faiz karşısında 6-7-8 kat oranında düşmesi gelir düzeyi düşük, nüfus oranı yüksek kesimi ciddi anlamda olumsuz etkilemektedir.

Acilen üretim hamlelerinin başlamasına gerek duyulan bu dönemde, yabancı ülkelerin çıkarlarına alet olmak zihniyetinden, milli menfaatleri gerçekleştirmek hedefi tutmak şart olmuştur.

Türkiye, dünyanın en dolu, en güçlü ülkesi olma potansiyeline sahip iken, para oyunlarının suni baskısı altında inim inim inlerken, bu saatten sonra küresel sermayeye sadakatten bahsetmek, intihar etmeye eşdeğerdir.

 

 

 


1 0

rezervasyon@esasrentacar.com

Diğer Yazıları